FARZ NE DEMEKTİR?
- Ahmet Tomor Hocaefendi
- 24 Eki 2018
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Eyl 2021
Yüce Allah buyuruyor:
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibâdet (emirlerine itaat) edin ki, azabından korunasınız. (Bakara - 21)
Bizi ve bizden önceki varlıkları yaratan yüce Rabbimize gerçek anlamda ibâdet edebilmemiz için öncelikle Rabbimizin emirleri olan farzları iyi öğrenmemiz ve doğru uygulamamız zorunludur. Aksi halde sevab yapayım derken günah ve itaat edeyim derken isyan etmiş olabiliriz.
Farz ne demektir?
Kur'an-ı Kerim'deki açık ve kesin delillere (kanıtlara) dayanan ve Yüce Allah'ın yapılmasını emrettiği bağlayıcı hükümlere farz-ı kat'i denir. Bunlar Asr-ı Saadetten beri yaşanan, uygulanan ve sahabelerin icmâ'ı (söz birliği) ile kanıtlanan dinin temel hükümleridir.
Farzları öğrenmek, uygulamak ve bunların Allah'ın emirleri olduğuna inanmak, akıllı olup ergenlik çağına eren, erkek ve kadın bütün müslümanlara farzdır.
Farzların Allah'ın emirleri olduğuna inanan ve uygulayanlara mü'min-i kâmil (gerçek, olgun mü'min), inandığı halde uygulamayanlara (örneğin, namaz kılmayanlara) mü'min-i fâsık (günahkâr mü'min) ve inanmayanlara da kâfir (inkârcı) denir.
Günahlardan kaçınmak da farz mıdır?
Evet farzdır. Çünkü farzlar yapılması zorunlu olan İlâhi emirler olduğu gibi günahlar da yapılmaması (kaçınılması) zorunlu olan İlâhi emirlerdir. Örneğin; namaz kılmak, oruç tutmak ve zekât vermek farz olduğu gibi, alkollü içkileri içmemek, kumar oynamamak ve hanımların dışarıda açık saçık gezmemeleri de farzdır; çünkü Allah örtünmelerini emretmektedir.
Bu nedenle namaz kılmayanlar, oruç tutmayanlar ve zekât vermeyenler Allah katında fâsık, günahkâr oldukları gibi, alkollü içki içenler, kumar oynayanlar ve dışarıda açık saçık gezen hanımlar da Allah katında fâsık ve günahkârdırlar.
Farzlar farz-ı ayn ve farz-ı kifaye olmak üzere iki kısımdır;
1-Farz-ı ayn ne demektir?
Akıllı olup ergenlik çağına eren (yükümlülük altına giren), erkek ve kadın bütün müslümanların kişisel olarak bizzat kendilerinin yapmaları gereken namaz ve oruç gibi ibâdetlere farz-ı ayn denir.
Aile bireylerinde ve toplumlarda bazı kimselerin yediği yemeklerle diğer insanların açlığı giderilemediği ve kullandıkları ilaçlarla diğer hastalar sağlığına kavuşamadığı gibi,
Eşlerden birinin ve toplumdaki hacıların, hocaların kıldığı namazlarla da, diğer insanların mânevî açlığı giderilmez, ruhsal bunalımdan ve sorumluluktan kurtulamazlar.
İslâm'ın temel ibâdetlerinden zekâtı varlıklı kimselere, haccı gücü yetenlere ve orucu sağlıklı kimselere farz kılan Allah, namaza gelince!
Zengin, fakir, genç, yaşlı, hasta, sağlam, erkek ve kadın ayırımı yapmadan bütün müslümanlara farz-ı ayn kılmıştır. Bu nedenle malı, mülkü, makamı, rütbesi ve yetkisi ne olursa olsun, her müslümanın üzerine farz-ı ayn olan beş vakit namazı bizzat kendisinin kılması zorunludur.
2- Farz-ı kifaye ne demektir?
Ergenlik çağına eren müslümanlardan, bazılarının yapması ile diğerlerinin sorumluluktan kurtulduğu İlâhi emirlere farz-ı kifaye denir.
Ölen bir müslümanın yıkanması, kefenlenmesi, cenaze namazının kılınması ve mezara gömülmesi, hayatta olan müslümanların üzerine farzdır. Amaç, bu işlemlerin yapılması ve cenazenin Berzah âlemindeki yuvasına yerleştirilmesidir. Yeteri kadar müslüman bu görevi yerine getirince yani amaç gerçekleşince, diğer müslümanlardan sorumluluk kalkar ve toplumsal denge sekteye uğramaz.
Verilen selâmı almak, Kur'an'ın tamamını ezberlemek, seslice okunan Kur'an'ı dinlemek, Allah yolunda cihad etmek, emr-i ma’rûf yapmak ve gerekli meslekleri öğrenmek de farz-ı kifayedir.
Farz-ı kifayeleri her toplumda yeteri kadar müslümanın yapması ile diğer müslümanlar sorumluluktan kurtulur ama tabii ki sevabı yapanlar alır, diğerleri bundan yoksun kalır.
Farzları öğrenip uygulamak ve haramlardan kaçınmak farz olduğundan abdest, gusül, namaz ve oruç gibi temel ibâdetlerin farzlarını bile bilmeyenlerin gereksiz bilgilerle oyalanmaları, hatta güvenilir ilmihal kitapları yerine Kur'an ve hadîs mealleri okumaları,
Farzları öğrenmek farz olduğundan, farzı terk ettikleri için günahkâr olurlar.
***
Ahmet Tomor Hocaefendi
FARZLAR VE HARAMLAR KONULU SOHBETİMİZ
Comentários