2770759
top of page

ŞİRK VE MÜŞRİKLER

Güncelleme tarihi: 20 Eyl 2021

Yüce Allah buyuruyor:

Kuşkusuz Allah, kendisine şirk (ortak) koşulmasını asla bağışlamaz, bunun dışındaki (günah) ları dilediği kimseler için bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, kesinlikle (haktan) uzak bir sapıklığa düşmüştür. (Nisâ, 116)

Tevhidin (tek Allah inancının) karşıtı olan şirk, canlı ya da cansız varlıkları, ölü ya da diri insanları Allah'a ortak koşmak, yani Allah'tan (c.c.) başka varlıkları kutsallaştırıp onlara tapınmak demektir. Örneğin, ölü ya da diri kimselerin heykellerini kutsallaştırıp, onların önünde tören ya da saygı duruşu adı altında tapınmaya şirk ve şirk koşana da müşrik denir.

Madde ve madde ötesi, canlı ve cansız bütün varlıkları yaratan, yerlerin ve göklerin tek egemeni olan Allah'ı (c.c.) bırakıp da, O'nun yarattığı âciz varlıklara tapınmak, haktan çok uzak bir sapıklık, hatta akıl ve mantıkla bağdaşmayan bir çılgınlık olduğundan,

Âyet-i kerîmede “Allah, kendisine şirk (ortak) koşulmasını asla bağışlamaz, bunun dışındaki (günah) ları dilediği kimseler için bağışlar” buyuruluyor.

Ancak!

Kim dünyada Allah'ın (c.c.) pişmanlık yasasından yararlanmak ister ve şartlarına uygun bir şekilde cân-ı gönülden ve samimiyetle tevbe ederse, hiç kuşkusuz Allah (c.c.) kendisine şirk (ortak) koşan müşriklerin tevbelerini de kabul eder ve onların günahlarını da bağışlar.

Kim de dünyada Allah'ın (c.c.) pişmanlık yasasından yararlanmak istemez ve tevbe etmeden müşrik olduğu halde ölürse, işte Allah (c.c.) onları asla bağışlamaz ve en yakınları peygamber bile olsa, hiç kimsenin onlara şefâat etmesine izin vermez.

Şirk ve zulümat

Yüce Allah buyuruyor:

Hani Lokman oğluna öğüt vererek: “Ey yavrucuğum! Allah'a şirk (ortak) koşma! Çünkü şirk, (Allah'a ortak koşmak) büyük bir zulümdür, demişti. (Lokman, 13)

Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:

Zulümden şiddetle sakının. Çünkü zulüm, kıyâmet günü zulümat (karanlık) tır. (Müslim)

Her çeşit haksızlıklara, baskılara ve hak sahiplerine haklarını vermemeye zulüm ve zulüm edene de zâlim denir. Zâlimler zulmettikleri kimselerin dünyalarını kararttıkları gibi Allah (c.c.) de onların âhiretini karartacak ve onlar âhiret âleminde zifiri karanlıklar içinde kalacaklar.

Allah'ın adâleti çok hassas dengelere dayandığından, âhiretteki karanlıklar yapılan zulümlerle orantılı olacak ve en büyük zulüm Allah'a (c.c.) şirk koşmak olduğundan, müşrikler kabirlerinde, mahşerde ve Sırat Köprüsünde korkunç karanlıklarda kalacak ve hak ettikleri cezaları görecekler.

Peygamberimiz'e (s.a.v.) hangi günah daha büyüktür? diye soruldu.

“Seni yaratmış olduğu halde, Allah'a şirk koşmandır” buyurdu. (Müslim)

Yüce Allah buyuruyor:

(Ya Muhammed!) Andolsun ki, sana ve senden önceki (peygamber) lere vahyolundu ki, eğer sen (bile bana) şirk koşarsan, elbette amelin (ibâdetlerin) boşa gider ve (âhirette) zarara uğrayanlardan olursun. (Zümer, 65)

Allah'ın (c.c.) habibim dediği ve âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamberimize (s.a.v.) “Eğer sen (bile bana) şirk koşarsan, elbette amelin (ibâdetlerin) boşa gider ve (âhirette) zarara uğrayanlardan olursun” buyurması, Allah'a şirk (ortak) koşmanın korkunç boyutlarını gösteren en şiddetli tehdit ve en büyük uyarıdır.

Allah'a (c.c.) şirk koşmanın dışında hiçbir günah, yapılan amellerin (ibâdetlerin) sevabını boşa çıkarmadığı yani iptal etmediği halde, sadece Allah'a (c.c.) şirk koşmanın bütün ibâdetlerin sevabını boşa çıkarması, gerçekten çok düşündürücü ve ürperticidir.

Şirke bulaşmayanlar

Yüce Allah buyuruyor:

Îman edip de inançlarına zulüm (şirk) karıştırmayanlar, işte (âhirette) güven onların (hakkı) dır ve doğru yolda olanlar da onlardır. (En'âm, 82)

Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:

Ümmetimin (Allah'a) şirk koşması, kara taşın üzerindeki karıncadan daha gizlidir. (Tirmizî)

Allah bir diye inananlar ve Allah bir inancına bağlı kalıp hiçbir şeyi Allah'a (c.c.) şirk koşmadan îmanlarını tertemiz koruyanlar, ölüm ânında, kabirde, mahşerde ve Sırat'ta hiçbir şeyden korkmadan güven içinde olacaklar ve sonuçta o güzelim cennete kavuşup ebedî mutlu olacaklar.

Ancak şirk, “Kara taşın üzerindeki (kara) karıncadan daha gizli” olduğundan, şirk konusunu çok iyi bilmemiz ve dinde ihlâslı, samimi olmamız gereklidir. Aksi halde sevap işleyeyim derken günaha girebilir, hatta Allah (c.c.) korusun farkında olmadan şirke bulaşmış olabiliriz.

Gizli ve açık her çeşit şirkten kaçınıp îmanımızı koruyabilmemiz için her gün beş vakit namazda Allah (c.c.) ile yaptığımız “İyyâ'ke na'budü ve iyyâ'ke nesteîn” (ancak sana ibâdet eder ve ancak senden yardım isteriz) sözleşmesine bağlı kalalım, sadece O'na ibâdet edelim ve sadece O'ndan yardım isteyelim.

Filân türbeye gidersen sağlığına kavuşursun, filân türbeye gidersen evlenirsin, filân türbeye gidersen işe girersin ve filân türbeye gidersen çocuğun olur gibi İslâm inancına ters düşen kulaktan duyma söylemleri bırakalım ve her şeyi bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'tan (c.c.) isteyelim.

Unutmayalım!

Îmanın temel ilkelerinden biri de, hayır ve şerrin Allah'ın (c.c.) takdiri ile olduğuna inanmaktır. Filân evliyânın ya da filân şeyhin himmeti ile evlendim, mal, mülk sahibi oldum, sağlığıma kavuştum ya da filân kazadan hafif bir şekilde kurtuldum gibi sözler,

“İyyâ'ke na'budü ve iyyâ'ke nesteîn” sözleşmesine aykırı olduğu gibi ayrıca bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'ın (c.c.) mutlak egemenliğine de ters düştüğünden, hâşâ! Allah'ı (c.c.) devre dışı bırakıp bu âlemleri başkaları yönetiyormuş gibi algılamalara neden olduğundan çok sakıncalıdır.

***

Ahmet Tomor Hocaefendi


ŞİRK VE TEVHİD KONULU SOHBETİMİZ



Comments


  • Heyecan - Siyah Çember
  • Ahmet Tomor Fotoğraf Albümü
  • Ahmet Tomor Hocafendi Instagram
  • ATH MEDYA Facebook
  • Ahmet Tomor Hocafendi Youtube
bottom of page